Tarih boyunca kemikler üzerine işlenen ilk kayıtlardan bugünün dijital dünyasına uzanan serüvende, ardımızda bıraktığımız her veri bir izden çok daha fazlasına dönüştü. Sosyal medyadaki bir beğeni, basit bir arama ya da paylaştığımız masum bir içerik, kimin kontrol ettiğini bilmediğimiz devasa bir veri gölünü beslerken, mahremiyetimiz ve hatta irademiz sessizce manipüle ediliyor. Peki, düşüncelerimiz ve siyasi tercihlerimiz ne kadar bize ait?

Tarihe "Cambridge Analytica ve Facebook Skandalı" olarak geçen ve bir ülkenin seçim kaderini değiştiren o büyük olayları merkeze alan bu çalışma, dijital ayak izlerimizin nasıl bir silaha dönüştürüldüğünü, siyasal tutumlarımızın hangi görünmez yöntemlerle şekillendirildiğini ve demokrasinin temellerini sarsan bu küresel tehdidin toplumsal risklerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu kitap, yalnızca bir skandalın çözümlemesi değil, aynı zamanda dijital çağda özgür irademize yönelik en büyük tehlikeye karşı bir uyarı niteliğindedir.