Birinci Dünya Savaşı Batı Cephesinde yaşananları okuyucuya sadece anlatan değil, aynı zamanda hissettiren, gözardı edilemeyecek bir klasik...

Birinci Dünya Savaşının kanlı siper savaşları, o güne kadar, savaşın görkemli bir çaba olduğu yönündeki kamuoyuna yerleşmiş olan anlayışı paramparça etti. Charles Yale Harrisonun çığır açan romanı, bu yeni mesajı veren eserlerden birisi oldu. Orijinal eser, 1930 yılında basıldığında New York Times gazetesince, okuyucunun nefesini kesen, canını acıtan, tarihi bir belge olarak nitelendirildi. Fareler tarafından istila edilen siperlerdeki sefil koşullar ve acımasız, mekanize ölüm makinalarına karşı verilen hayatta kalma mücadelesini anlatan bu ürpertici betimleme, okuyucuyu savaş eyleminin çirkin yüzüyle karşı karşıya getiriyor.

Charles Yale Harrison, Birinci Dünya Savaşı Batı Cephesinde, Kanada Silahlı Kuvvetlerinde makinalı tüfekçi olarak görev yaptı. Yaralanıp ülkesine döndükten sonra, önce Montrealde bunu takiben, öldüğü 1954 yılına kadar New Yorkda yazar olarak çalıştı.

... çok sayıda diğer savaş karşıtı roman arasından dürüstlüğü ve gerçekçiliğiyle öne çıkıyor. The New York Herald Tribune

Fehmi Ardalı'nın sunum yazısıyla birlikte, dilimize ilk defa çevrilen bu roman, Dünya klasikleri arasına girmiş olan Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok ve Silahlara Veda gibi eserler arasında yer almayı hak ediyor.