Lütfi Bergen’in genişletilmiş 3. Baskısı ile arz-ı endam eden bu eseri, Hz. Âdem ile başlayan bir mefkûreden, bugün muzdarip olduğunuz modernite dünyasına ve maruz kaldığımız sığınmacı akınına varan bir fenomeni; “yerlilik” ile “yer-lilik” arasındaki farkı gönyesine alarak izah ediyor. Bu uğurda pergelinin sabit ucunu resmî makamlardan alınan istatistiklere koyarken, çizdiği çemberi de medeniyet, ahlâk, töre, kavim, millet ve vatan tasavvuru, birey ve aile şuuru, topluluk/cemaat, toplum, cinsiyet, ev/hâne, köy, mahalle, şehir ve kent kavramları üzerinden tamamlıyor.

Medeniyetin “göçer-evli”lik ile tekasürcülük (yerleşiklilik) açısından; üstelik Batıcılık, (“Hilâfet” ve “İmamet” teorileri ekseninde Sünnî/Şiî zaviyesinin yanı sıra, “yerli-millî” yahut “ümmetçi” hâlleriyle) İslâmcılık, Milliyetçilik, Türklük, Türkçülük, Anadoluculuk, Haniflik, Âhîlik, Sosyalizm, Komünizm, Kapitalizm, Feminizm, Modernizm ve “büyükşehir kültü” ekseninde tahlil ve terkiplerini yapan bu kitap, ayrıca Osmanlı ve Türk yaşantısında yer alan sosyo-ekonomik yapıtaşlarının temel özellikleri muvacehesinde kadın-erkek ilişkisinin dinamiklerine; esnaf, eşraf ve çarşı-pazar kültürüne, evlerdeki mimari yapıların ifade ettiği anlamlara; prekarya-proletarya olmaya hapsedilen modern yaşayış tarzlarına; ve hatta “mehir” ve “başlık parası” mukayesesi ile kadının aile ve toplumdaki yerine değinirken, sadece galat-ı meşhurları ortaya çıkartarak ezberleri bozmakla kalmayıp kendi paradigmasını da ortaya koyuyor.

Etüt ve tezlerini, Seyyid Kutub, Hacı Bayram Velî, Yahya Kemal, Nurettin Topçu, Remzi Oğuz Arık, İlber Ortaylı, Mevdudî, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mustafa Kutlu, Refik Halit Karay, Memduh Şevket Esendal, Turgut Cansever, Şevket Bulut, Leyla İpekçi, Baudrillard, Hobbes, Locke, Mill, Kant, Deleuze-Guattari, Heidegger, Marx, Engels, Lenin gibi, bahsi geçen konuların erbabı nice müellifin eserlerine de atıflar ve tenkitler yaparak dile getiren; başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere İslâm tarihinden ve kaynaklarından da yararlanan Bergen’in kaleminden “Evlerimizi Kaybediyoruz: Yerlilik Meselemiz”, literatürümüzdeki en mühim boşluklardan birini dolduruyor.