Âhirete iman konusu, insan aklının ve havsalasının kolay anlayacağı ve kavrayacağı bir konu değildir. İbni Sina gibi İslam tarihinin en büyük dâhîlerinden biri; ‘bu konunun akılla anlaşılamayacağını, izah ve ispatının yapılamayacağını, bu konuya ancak âyet ve hadislerde 

anlatıldığı şekilde inanmak gerektiğini’ söylemiştir. Bunun sebepleri kitapta açıklanmaktadır.

Elinizdeki kitap, Risale-i Nur’lardan esinlenerek yapılan sohbetlerden derlenmiş bir kitap olduğu 

için o eserlerde âhirete imanla ilgili anlatılanlardan yola çıkılarak açıklamalar yapılmıştır. Bu 

açıklamalarda ‘ölümden sonra diriliş’in; ‘geceden sonra sabahın, kıştan sonra baharın geleceği 

kadar kesin bir şekilde ispatlandığı’ dile getirilmektedir. Gerçekten de bunun, soyut ve delilsiz bir 

iddia değil gerçeğin ta kendisi olduğu bu kitapta kesin bir şekilde ispatlanmaktadır. 

Bu konunun kolay anlaşılması için kitapta çeşitli argümanlar kullanılmıştır. Bunlardan en 

önemlisi ‘temsil ile anlatım’ denilen ‘örnekli anlatım’ metodudur ve bu metot Kur’an’ın anlatım 

metotlarından biridir. Bu metot sayesinde en geniş, en yüksek, en derin ve en ince konular kolayca 

anlaşılır hale getirilmiştir. Böylece konunun, sıradan insanların bile anlayabilmesi sağlanmıştır.

Bunun da soyut bir iddia olmayıp elle tutulur, gözle görülür, akılla anlaşılır bir gerçek olduğu 

kitap dikkatle okunduğunda kolayca görülecektir.

Kitabı okuduğunuzda sizinde bu kanaati paylaşacağınıza inanıyoruz.