Bu kitap, Çin’in Latin Amerika stratejisini ve yükselen küresel gücünün Latin Amerika’daki yansımalarını derinlemesine inceleyen özgün bir çalışmadır. Çin’in Latin Amerika’ya yönelik politikası yalnızca ekonomi ve ticaretle sınırlı kalmamakta; aynı zamanda kültürel diplomasiden medyaya, eğitimden kamu diplomasisine, savunma sanayiden ideolojik açılımlara kadar uzanan geniş bir araç setiyle desteklenmektedir. Bu stratejik enstrümanlar aracılığıyla Çin’in Latin Amerika’da nasıl bir siyasal etki yaratmaya çalıştığı, bu sürecin karşısında hangi fırsatların ve engellerin bulunduğu çok boyutlu bir perspektifle analiz edilmektedir.

Bölgedeki tarihsel ABD etkisi, kurumsal kırılganlıklar, kültürel mesafeler ve ideolojik farklılıklar, Çin’in kalıcı bir nüfuz inşa etmesini karmaşıklaştıran temel handikaplar arasında öne çıkmaktadır. Bu çerçevede eser, Çin’in Latin Amerika’ya yönelik stratejik açılımını yalnızca bir dış politika tercihi olarak değil, aynı zamanda küresel güç mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak ele almakta; Latin Amerika’nın uluslararası sistemdeki konumunu yeniden tanımlayan dinamikleri tartışmaya açmaktadır.

Çin’in sessiz fakat giderek derinleşen etkisini anlamak isteyen akademisyenler, politika yapıcılar, araştırmacılar ve öğrenciler için bu eser, kapsamlı bir başvuru kaynağı niteliği taşımaktadır.