Bir kadının kalbi kırıldığında, sadece bir hikâye bitmez.. Bir dünya yıkılır, bir başka dünya kurulur.O, bir zamanlar sevdiğine sığınan kadındı… Şimdi kendi dağını, kendi ışığını, kendi yolunu bulan bir kadın.

“İhanetin Bekçisi”, aşkın en saf hâlinden ihanete,

ihanetten doğan acının içinden yeniden doğuşa uzanan bir hikâye.

Bu satırlarda sadece bir kalp kırıklığı değil,

bir kadının sessiz çığlığı, sabrı ve sonunda kazandığı gücü bulacaksın.

       Artık o, yaşadıklarının kurbanı değil,küllerinden doğan bir anka kuşu.İhanetin içinde kaybolmadı; aksine,oradan kendini yeniden var etti.

Bu roman, her düşüşün aslında bir uyanış olduğunu,

her acının bir kadını nasıl yeniden yazdığını anlatıyor.

Ve belki de sana sessizce şunu fısıldıyor:

“Bazen ihanetin bekçisi değil, kendi kalbinin koruyucusu olmayı öğrenirsin.”

Ve o gün geldiğinde...Artık hiçbir gözyaşı boşuna akmayacak.Çünkü o artık ağlayan değil — gülen, güçlenen, yeniden doğan bir kadın.