Değerli Okur,

Elinizdeki bu kitap, kalemin satırlara döktüğü kuru bir metinden ibaret değil; bir solukta okunup bitirilecek basit bir kurgu hiç değil. Bu, kaderin, inancın ve aşkın, ilmek ilmek işlenmiş bir tablosudur.

Bu hikâye, İlahiyat Fakültesinden yeni mezun olmuş ve modern dünyanın karmaşasına tezat bir şekilde “gassal” olmayı seçen Gülali’nin hikâyesi.

O, hayatın son durağına tanıklık eden, bedenleri ahirete hazırlayan kutsal bir görevin hamalı. Ve yine bu hikâye, ilahi bir sessizliğin içinde, çarşafının ardına gizlenmiş bir sırrı taşıyan Elifnur’un hikâyesi.

Bir otobüs yolculuğu, bir tesadüf gibi görünen fakat aslında ilahi bir senaryonun parçası olan bir karşılaşma… Gülali’nin mesleği, Elifnur’un

örtüsü, ikisini de toplumun kalıplarına sığdıramayan ama kalplerini birbirine bağlayan unsurlar. Bu hikâye, aşkın sadece bir duygu olmadığını, aynı zamanda bir tevekkül, bir sabır ve bir imtihan olduğunu anlatıyor.

Şehrin gürültüsünde kaybolmuş iki kalbin, ruhlarını birbirinde bulması, bir hastane odasında can bulan, “Sen Uyanırsan Bahar Başlar” şiiri ve bir çiçeğin kar altında direnişi... Tüm bunlar, size aşkın sadece dünyevi bir his olmadığını, aksine her engeli aşabilecek manevi bir güç olduğunu fısıldayacak.