İktisatçıların Tutarsızlığı, faizin, iktisadi anlamda çarpık bir ilişkiler yumağı olduğunu göstererek kapitalist büyüme modelinin de ne kadar sağlıksız ve zararlı olduğunu ortaya koyuyor. Bu çalışma, bir azınlığa ait servetin faiz yoluyla orantısız olarak kanser hücresi gibi çoğalırken, ekonominin bir genişleme illüzyonu içinde daraldığını ve insanlığın her geçen gün mülksüzleşip köleleşmeye doğru ilerlediğini aktarıyor.

Melih Oktay, bu denli çirkin ve zararlı bir işlemin Batı iktisat düşüncesinde kabul edilme sürecini ise sarsıcı bir dille anlatıyor. Ona göre bu, hile yoluyla gerçekleşiyor ve yüzyıllar boyunca iktisadi sahada çoklu sözleşmeler yoluyla yapılan faiz hileleri, özellikle 18. yüzyıldan sonra, iktisatçıların eliyle teorik seviyede sürdürülüyor. İşte bu kitapta, konvansiyonel iktisatçıların faiz teorileri, bugüne kadar yapılan en sistematik tasnifle kuşatılıyor ve iktisatçıların faiz tanımlarının hileden ibaret olduğu ilk defa ortaya koyuluyor. Aynı zamanda meşru ticaret, ortaklık, karz-ı hasen, zekât, sadaka, krediyi kazanç aracı haline getirme yasağı gibi çeşitli şubeleriyle Mutlak Fikrin gerekliliği, iktisadi açıdan etkili bir biçimde gösteriliyor.